10 Aralık Dünya insan hakları Günü’nde, Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen İl Başkanı İbrahim Coşkun, önemli bir konuya dikkat çekti. İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı yıkımın ardından umutla kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ‘nin, günümüzde ne yazık ki yeterince etkin olmadığını vurguladı.
Coşkun, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, evrensel yalannamesine dönüşmüş gibidir” diyerek, beyannamenin ruhuna aykırı uygulamaların yaygınlığını eleştirdi. Özellikle soykırımlar, katliamlar, açlık, eşitsizlik gibi sorunların devam etmesi, beyannamenin amacına ulaşamadığını gösterdiğini ifade etti.
İbrahim Coşkun, Birleşmiş Milletler’in (BM) bazı ülkelerdeki insan hakları ihlallerine göz yumduğunu, hatta bazı durumlarda bu ihlallere ortak olduğunu iddia etti. BM’nin, adaletsizlikleri kınamakta bile yetersiz kaldığını ve insanlığın geleceğini zalimlerin insafına bıraktığını savundu.
Adaletsizliğin Küresel Sistemi
Coşkun, mevcut küresel sistemde adaletsizlik temel bir sorun. Birkaç zengin ailenin dünyanın büyük bir kısmının servetini elinde tuttuğu, milyarlarca insanın ise açlık ve yoksulluk içinde yaşadığı bir dünyada insan haklarından bahsetmek zor.
Çözüm: Evrensel Ahlaki Değerler
İbrahim Coşkun, adil bir dünya için umudunu korurken, çözümün evrensel ahlaki değerlerde yattığını belirtti. “Bir insanı kasten öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir” gibi temel ilkelerin küreselleşmesi gerektiğini vurguladı.
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen olarak, insan haklarının ırk, dil, din ayrımı gözetmeksizin herkes için geçerli olduğunu savunan kuruluş, insan haklarının çifte standartlar olmaksızın hemen uygulanmasını talep etti.