Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Eren, ülkemizde her 3 kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğunu söyledi.
Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Eren, yüksek tansiyon hastalığı ile ilgili açıklama yaptı.
Türkiye’de her 3 kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Eren, “Ülkemizde her 3 kişiden biri hipertansiyon hastasıdır. Ancak bu hastaların yarısı hipertansiyon hastası olduğunu bilmemektedir. Hipertansiyon hiçbir belirti vermeyebileceği gibi, baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, halsizlik, çok idrar çıkma gibi belirtilere de sebep olabilir. Ailede hipertansiyon olması, erkek olmak ve ileri yaşta olmak değişitirilemez risk faktörleri iken; fazla kilolu olmak, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara içmek, gebelik, aşırı tuz tüketimi, stres, hareketsiz yaşam tarzı gibi durumlar değiştirilebilir risk faktörleridir. Dolayısıyla kilo vermek, sigarayı bırakmak sınırlı tuz tüketmek ve hareketli yaşamak hipertansiyon gelişmesini engelleyebilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç kullanımına rağmen tansiyon kontrol altına alınamamış ise o zaman başka sebeplerin aranması gerekmektedir. Hipertansiyon kontrol altına alınmadığında kalp krizi ve kalp yetmezliği, görme bozuklukları ve körlük, beyin kanaması, inme, böbrek yetmezliği gibi ölümcül olaylara sebep olabilmektedir” dedi.
Prof. Dr. Eren şunları söyledi:
“Hipertansiyon, tekrarlanan kan basıncı ölçümlerinde büyük tansiyonun 140 mm Hg, küçük tansiyonun 90mm Hg üzerinde çıkması durumudur. Kan basıncı yani tansiyon; kalbin kanı damarlara gönderirken oluşturduğu basınçtır. Bu basıncın artması durumuna hipertansiyon denilmektedir. Tansiyon ölçümü manuel ve elektronik cihazlarla yapılabilmektedir. Manuel ölçümler steteskopla duyulan seslere göre yapılırken, elektronik cihazlar kendi ölçümüyle sayısal olarak verir. Elektronik cihazların güvenilir olması çok önemlidir. Doğru ölçümler için elektronik cihazların ülkemiz tarafından onaylı olması gerekmektedir. Tavsiye edilen ölçüm aletleri listesine internetten ulaşılabilmektedir. Doğru bir tansiyon ölçümü için en 5 dakika istirahat ettikten sonra oda havası sıcaklığında, sandalyeye yaslanır durumda iken kol kalp seviyesinde tutularak konuşmadan, ayak ayak üstüne atmadan ölçmek gerekmektedir”
Hipertansiyon önlenebilir bir hastalıktır
İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Gizem Ilgın Kaplan ise Hipertansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyledi.
Hipertansiyon’da dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgiler veren Dr. Kaplan, “Hipertansiyon tedavisinin temelinde yaşam değişiklikleri mutlaktır. Tuz alımı günlük 5-6 gr (günlük 1 çay kaşığı) düzeyine getirmek, diyette sebze, meyve ve düşük yağ içeren süt ürünlerinin daha çok tüketmek, kilo vermek, haftada en az 5 gün 30 dakika orta düzeyde egzersiz yapmak, sigarayı bırakmak ilk tedavi seçeneğidir. Kalp damar hastalığı riskini belirleyerek ve eşlik eden hastalık durumlarına göre; ilaç kullanımı gerekliliği, kişiye en uygun ilaç seçimi ve ilaç kullanım süresi doktorlar tarafından belirlenmektedir. Tansiyon düşürücü ilaçların tam etkisi 2 haftada oluşabileceği gibi 2 aya kadar da uzayabilmektedir. Yeni ilaç başlangıcında ilk 2 ay içerisinde mutlaka kontrol muayeneye gidilmesi gerekmektedir. Daha sonra tansiyon değeri kontrol altına alında olsa bile 3 veya 6 ay aralıklarla kontrol muayenesine gitmek gerekir” dedi.
Hipertansiyon hastalarının doktor tavsiyelerine uymaları gerektiği konusunda uyarıda bulunan Dr. Kaplan, “Yaşam değişikliklerinin başarılı uygulanması ve düzenli ilaç kullanımı ilerleyen dönemde ilaç gerekliliğini…
Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Eren, ülkemizde her 3 kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğunu söyledi.
Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Eren, yüksek tansiyon hastalığı ile ilgili açıklama yaptı.
Türkiye’de her 3 kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Eren, “Ülkemizde her 3 kişiden biri hipertansiyon hastasıdır. Ancak bu hastaların yarısı hipertansiyon hastası olduğunu bilmemektedir. Hipertansiyon hiçbir belirti vermeyebileceği gibi, baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, halsizlik, çok idrar çıkma gibi belirtilere de sebep olabilir. Ailede hipertansiyon olması, erkek olmak ve ileri yaşta olmak değişitirilemez risk faktörleri iken; fazla kilolu olmak, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara içmek, gebelik, aşırı tuz tüketimi, stres, hareketsiz yaşam tarzı gibi durumlar değiştirilebilir risk faktörleridir. Dolayısıyla kilo vermek, sigarayı bırakmak sınırlı tuz tüketmek ve hareketli yaşamak hipertansiyon gelişmesini engelleyebilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç kullanımına rağmen tansiyon kontrol altına alınamamış ise o zaman başka sebeplerin aranması gerekmektedir. Hipertansiyon kontrol altına alınmadığında kalp krizi ve kalp yetmezliği, görme bozuklukları ve körlük, beyin kanaması, inme, böbrek yetmezliği gibi ölümcül olaylara sebep olabilmektedir” dedi.
Prof. Dr. Eren şunları söyledi:
“Hipertansiyon, tekrarlanan kan basıncı ölçümlerinde büyük tansiyonun 140 mm Hg, küçük tansiyonun 90mm Hg üzerinde çıkması durumudur. Kan basıncı yani tansiyon; kalbin kanı damarlara gönderirken oluşturduğu basınçtır. Bu basıncın artması durumuna hipertansiyon denilmektedir. Tansiyon ölçümü manuel ve elektronik cihazlarla yapılabilmektedir. Manuel ölçümler steteskopla duyulan seslere göre yapılırken, elektronik cihazlar kendi ölçümüyle sayısal olarak verir. Elektronik cihazların güvenilir olması çok önemlidir. Doğru ölçümler için elektronik cihazların ülkemiz tarafından onaylı olması gerekmektedir. Tavsiye edilen ölçüm aletleri listesine internetten ulaşılabilmektedir. Doğru bir tansiyon ölçümü için en 5 dakika istirahat ettikten sonra oda havası sıcaklığında, sandalyeye yaslanır durumda iken kol kalp seviyesinde tutularak konuşmadan, ayak ayak üstüne atmadan ölçmek gerekmektedir”
Hipertansiyon önlenebilir bir hastalıktır
İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Gizem Ilgın Kaplan ise Hipertansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyledi.
Hipertansiyon’da dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgiler veren Dr. Kaplan, “Hipertansiyon tedavisinin temelinde yaşam değişiklikleri mutlaktır. Tuz alımı günlük 5-6 gr (günlük 1 çay kaşığı) düzeyine getirmek, diyette sebze, meyve ve düşük yağ içeren süt ürünlerinin daha çok tüketmek, kilo vermek, haftada en az 5 gün 30 dakika orta düzeyde egzersiz yapmak, sigarayı bırakmak ilk tedavi seçeneğidir. Kalp damar hastalığı riskini belirleyerek ve eşlik eden hastalık durumlarına göre; ilaç kullanımı gerekliliği, kişiye en uygun ilaç seçimi ve ilaç kullanım süresi doktorlar tarafından belirlenmektedir. Tansiyon düşürücü ilaçların tam etkisi 2 haftada oluşabileceği gibi 2 aya kadar da uzayabilmektedir. Yeni ilaç başlangıcında ilk 2 ay içerisinde mutlaka kontrol muayeneye gidilmesi gerekmektedir. Daha sonra tansiyon değeri kontrol altına alında olsa bile 3 veya 6 ay aralıklarla kontrol muayenesine gitmek gerekir” dedi.
Hipertansiyon hastalarının doktor tavsiyelerine uymaları gerektiği konusunda uyarıda bulunan Dr. Kaplan, “Yaşam değişikliklerinin başarılı uygulanması ve düzenli ilaç kullanımı ilerleyen dönemde ilaç gerekliliğini…
Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Eren, ülkemizde her 3 kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğunu söyledi.
Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Eren, yüksek tansiyon hastalığı ile ilgili açıklama yaptı.
Türkiye’de her 3 kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Eren, “Ülkemizde her 3 kişiden biri hipertansiyon hastasıdır. Ancak bu hastaların yarısı hipertansiyon hastası olduğunu bilmemektedir. Hipertansiyon hiçbir belirti vermeyebileceği gibi, baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, halsizlik, çok idrar çıkma gibi belirtilere de sebep olabilir. Ailede hipertansiyon olması, erkek olmak ve ileri yaşta olmak değişitirilemez risk faktörleri iken; fazla kilolu olmak, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara içmek, gebelik, aşırı tuz tüketimi, stres, hareketsiz yaşam tarzı gibi durumlar değiştirilebilir risk faktörleridir. Dolayısıyla kilo vermek, sigarayı bırakmak sınırlı tuz tüketmek ve hareketli yaşamak hipertansiyon gelişmesini engelleyebilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç kullanımına rağmen tansiyon kontrol altına alınamamış ise o zaman başka sebeplerin aranması gerekmektedir. Hipertansiyon kontrol altına alınmadığında kalp krizi ve kalp yetmezliği, görme bozuklukları ve körlük, beyin kanaması, inme, böbrek yetmezliği gibi ölümcül olaylara sebep olabilmektedir” dedi.
Prof. Dr. Eren şunları söyledi:
“Hipertansiyon, tekrarlanan kan basıncı ölçümlerinde büyük tansiyonun 140 mm Hg, küçük tansiyonun 90mm Hg üzerinde çıkması durumudur. Kan basıncı yani tansiyon; kalbin kanı damarlara gönderirken oluşturduğu basınçtır. Bu basıncın artması durumuna hipertansiyon denilmektedir. Tansiyon ölçümü manuel ve elektronik cihazlarla yapılabilmektedir. Manuel ölçümler steteskopla duyulan seslere göre yapılırken, elektronik cihazlar kendi ölçümüyle sayısal olarak verir. Elektronik cihazların güvenilir olması çok önemlidir. Doğru ölçümler için elektronik cihazların ülkemiz tarafından onaylı olması gerekmektedir. Tavsiye edilen ölçüm aletleri listesine internetten ulaşılabilmektedir. Doğru bir tansiyon ölçümü için en 5 dakika istirahat ettikten sonra oda havası sıcaklığında, sandalyeye yaslanır durumda iken kol kalp seviyesinde tutularak konuşmadan, ayak ayak üstüne atmadan ölçmek gerekmektedir”
Hipertansiyon önlenebilir bir hastalıktır
İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Gizem Ilgın Kaplan ise Hipertansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyledi.
Hipertansiyon’da dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgiler veren Dr. Kaplan, “Hipertansiyon tedavisinin temelinde yaşam değişiklikleri mutlaktır. Tuz alımı günlük 5-6 gr (günlük 1 çay kaşığı) düzeyine getirmek, diyette sebze, meyve ve düşük yağ içeren süt ürünlerinin daha çok tüketmek, kilo vermek, haftada en az 5 gün 30 dakika orta düzeyde egzersiz yapmak, sigarayı bırakmak ilk tedavi seçeneğidir. Kalp damar hastalığı riskini belirleyerek ve eşlik eden hastalık durumlarına göre; ilaç kullanımı gerekliliği, kişiye en uygun ilaç seçimi ve ilaç kullanım süresi doktorlar tarafından belirlenmektedir. Tansiyon düşürücü ilaçların tam etkisi 2 haftada oluşabileceği gibi 2 aya kadar da uzayabilmektedir. Yeni ilaç başlangıcında ilk 2 ay içerisinde mutlaka kontrol muayeneye gidilmesi gerekmektedir. Daha sonra tansiyon değeri kontrol altına alında olsa bile 3 veya 6 ay aralıklarla kontrol muayenesine gitmek gerekir” dedi.
Hipertansiyon önlenebilir bir hastalıktır
İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Gizem Ilgın Kaplan ise Hipertansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyledi.
Hipertansiyon hastalarının doktor tavsiyelerine uymaları gerektiği konusunda uyarıda bulunan Dr. Kaplan, “Yaşam değişikliklerinin başarılı uygulanması ve düzenli ilaç kullanımı ilerleyen dönemde ilaç gerekliliğini azaltabilir hatta ilaç gerekliliğini ortadan kalkabilir. Ancak doktorunuzun onayı olmadan ilacı kesmek, ilacın dozunu azaltmak çok yanlıştır. İlaçların başka organlara zarar vermesi, bağımlılık yapması gibi inanışlar doğru değildir. Tedavi edilmeyen tansiyon hastalığının organlara en çok zarar veren durum olduğu unutulmamalıdır” diye sözlerini tamamladı.