Hayatında atığı çöp olmaktan çıkaran Emine Erdoğan, 23 Aralık’ta katıldığı Sıfır Atık Zirvesi ve Ödül Töreni’nde giydiği ceketle de bunu gösterdi.Emine Erdoğan’ın Sıfır atık Zirvesi ve Ödül Töreni’nde giydiği, 40 yama stiliyle yapılmış ceket dikkat çekmişti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın 5 yıl önce adeta seferberlik ilan ederek başlattığı sıfır atık hareketi kendisi için de yaşam biçimi oldu. Hayatında atığı çöp olmaktan çıkaran Emine Erdoğan, 23 Aralık’ta katıldığı Sıfır Atık Zirvesi ve Ödül Töreni’nde giydiği ceketle de bunu gösterdi. Ceket Cumhurbaşkanlığı için kullanılan kumaşların fazlalarından 40 yama şeklinde birleştirmeyle, tamamen Emine Erdoğan’ın tasarımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki terzi tarafından dikilmişti.
ATIK KUMAŞLARDAN
Emine Erdoğan sıfır atık hareketini hayatın her alanında destekliyordu. Cumhurbaşkanlığı’nda kullanılan kumaşlardan artan parçalar da bu nedenle biriktiriliyordu. Emine Erdoğan kumaş parçalarından kendisine bir ceket tasarladı. Hangi kumaşın nereye konulacağı ve diğer detayların tümünü kendisi belirledi. Ceketin süslemesinde eski yazma, kenarlarında iğne oyaları kullanıldı.
HER BİRİ FARKLI ÇITÇIT
Ceketin çıtçıtları bile eski malzemelerden temin edildi. Her biri farklı boyda ve renkteydi. Emine Erdoğan yaptığı tasarımı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin terzisine diktirdi. Ceketin iç astarı da yamalardan oluşturuldu. Yama yaparken de el ve makine gibi dikiş teknikleri ve renkli ipler kullanıldı. Kurdela parçaları, kumaş kenarları, örgü ipleri, kısaltılan kolye ipi gibi çok sayıda materyalle süslenen kıyafet ünlü modacılardan da tam not aldı.
ERKEN ÖLMÜŞ EŞYALAR MEZARLIĞI
Emine Erdoğan, bir söyleşisinde, Sıfır Atık hareketinin “çöp üretmemek” demek olduğunu hatırlatıp şöyle konuşmuştu: “Eskiden evlerde eskiyen hiçbir şey atılmazdı. Başka bir işlev kazandırılırdı. En basiti, yağ tenekeleri bile atılmaz saksı olarak kullanılırdı. Kumaş atıklarından balkonda, bahçede kullanmak için yaygı yapılırdı. Alınan bir kıyafet kardeşler arasında el değiştirirdi. Aslında çöplük dediğimiz şey, erken ölmüş eşyalar mezarlığıdır. İhtiyaç fazlası üretim, bizim tamir etme becerimizi de elimizden aldı. İnsanları üşengeçliğe sürükledi. Tamir etmektense yenisini alıyoruz. Her yeni aldığımız eşya ile karbon ayak izimizi çoğalttığımızı düşünmüyoruz.”